22 Eylül 2009 Salı


Kab'dan rivayet edildi ki: O, kimsenin bilemediği gizli bir gücün sahibi olduğu için kendisine Mehdi denilmiştir. Kitab-ül Burhan Fi Alameti-il Mehdiyy-il Ahir Zaman

Bir tevili şudur ki: Bütün zahiri ilimler, istenildiğinde herkes tarafından okuyarak, araştırılarak öğrenilebilir. Bir de çalışılarak elde edilemeyen, ancak Hz. Allah'ın bir lütfu olan ve onu istediği kuluna verdiği "Vehbi" ilim vardır. Yukarıdaki rivayette "kimsenin bilemediği" denilerek Mehdi'nin böyle bir ilme sahip olduğu anlatılmak istenmiştir. (Allahualem) Bu ilmin "Ledün ilmi" olması da muhtemeldir. Kehf suresinde Musa (a.s.) ile ismi verilmeyen mübarek bir şahis arasında geçen kıssada, benzer bir ilimden bahsedilmektedir. (Rivayetlerde bu şahsın Hızır a.s. olduğu anlatılır.)


18/65- Derken, katımızdan kendisine bir rahmet verdiğimiz ve tarafımızdan kendisine bir ilim öğrettiğimiz kullarımızdan bir kulu buldular.
18/66- Musa ona dedi ki: "Doğru yol (rüşd) olarak sana öğretilenden bana öğretmen için sana tabi olabilir miyim?"
18/67- Dedi ki: "Gerçekten sen, benimle birlikte olma sabrını göstermeye güç yetiremezsin." 18/68- (Böyleyken) "Özünü kavramaya kuşatıcı olamadığın şeye nasıl sabredebilirsin?"
18/69-(Musa:) "İnşaallah, beni sabreden (biri olarak) bulacaksın. Hiç bir işte sana karşı gelmeyeceğim" dedi.
18/70- Dedi ki: "Eğer bana uyacak olursan, hiç bir şey hakkında bana soru sorma, ben sana öğütle-anlatıp söz edinceye kadar."

Ledün: Garip bir ilim ismidir. Ona vakıf olan şahıs, giz ve sırları Allah'ın izin verdiği ölçüde keşfedeceği gibi, çeşitli ilahi esrarlardan da haberi olur. (TÜR-DAV, Büyük Lugat , 558) Bu kıssada Musa (a.s.)'ın birlikte yaşadıkları üç olay anlatılmaktadır. Hz. Musa, bu ilmi bilmemesi sebebiyle Hızır (a.s.) 'ın ilk anda hatalı ve garip gibi görünen üç davranışına itirazda bulunarak, ona karşı çıkmaktadır. Fakat ayrılacakları vakit Hızır (a.s.)'dan yaptıklarının içyüzünü öğrenince (18/78-82. ayetler) itirazlarında aceleci davrandığını anlayarak, ona hak vermektedir. Bu kıssanın Kehf suresinde anlatılması pek manidardır. Çünkü bu surede anlatılan diğer iki kıssanın (Ashab-ı Kehf ve Zülkarneyn kıssalarının) Mehdi ile olan yakın ilgisine peygamberimiz (s.a.v.) çeşitli hadisleriyle dikkat çekmiştir. Musa (a.s.) ve Hızır (a.s) kıssasının da özellikle yine bu surede yer alması, aralarında geçen olayların yukarıdaki hadislerde olduğu gibi Mehdi ile yakından ilgisi olabileceğine, ayrıca Hızır (a.s.)'ın ilminin Mehdi'de de bulunabileceğine bir işarettir. Muhyiddin Arabi aşağıdaki izahında Mehdi'nin 9 özelliğini saymaktadır. Dikkat edilirse bunların hiçbiri nakil ilminde olmayan, daha ziyade hikmet, anlayış, ledün gibi vehbi ilme ait özellikleri taşımaktadır.

1. Basiret sahibi olması
2. İlahi Kitabı anlaması
3. İlahi Kelam'ın manasını bilmesi
4. Tayin edeceği kimselerin hal ve hareketlerini bilmesi
5. Öfkelendiğinde bile merhamet ve adaletten ayrılmaması
6. Varlıkların sınıflarını bilmesi
7. İşlerin girift taraflarını bilmesi
Çünkü bunlardan haberi olan bir lider vereceği hükümlerde yanılmaz. Mehdi kıyas ilmini onunla hükmetmek için değil, ondan kaçınmak için bilir. Çünkü verdiği hüküm doğru bir ilham neticesi olacak. Yani Muhammed (s.a.v.) getirdiği şeriat üzere hükmedecek. Bu sebepledir ki peygamber (s.a.v.) onu vasfederken "Benim izimi takip edecek, hataya düşmeyecek" demiştir. Bundan anlıyoruz ki, Mehdi, şeriat sahibi değil şeriata uyandır.
8. İnsanların ihtiyacını iyi anlaması
Çünkü onların her türlü işlerini görmek için Allah onu diğer insanlar üzerine seçmiştir. Liderlerin davranış ve faaliyetleri de kendilerinden ziyade halkın menfaatine göre olmalıdır..
9. Bilhassa kendi zamanında ihtiyaç hissedilen gaibi ilimlere vukufu bulunması. Çünkü ancak o sayede yeni yeni zuhur edilecek meseleleri halledebilir. Kıyamet Alametleri, 189
Mehdi'nin vehbi ilme ait bir başka özelliği de ebced hesabını ve ona ait sırları bilmesidir.